Leylan / Selahattin Demirtaş /
:Bu hayatta her şeyiyle gvenebildiğiniz en az bir kişi olmalı. Yoksa kendinizi hep yalnız hissedersiniz. İnsanların çoğu yalnızdır o yzden, yapayalnız. Yaşananlar kelepir bir hayatın ikinci el versiyonu gibidir. Yaptığınız hiçbir şey size ait değildir, benliğinize, öznze. Hayatınız, tmyle gvensiz bir ortamın mecburen size yaptırdıklarından ibarettir. :Saf çocukluk halinizden geriye yznzde ‘memur glş, dudaklarınızda ‘gammaz öpş kalır. öptğnz yer kirlenir, gldğnz zaman herkes incinir. Elinizde etrafı yeşil dantelli beyaz bir mendil de yoksa temizleyemezsiniz hiçbir yerinizi. :Ben Serapı böyle sevdim, en saf halimle, uzaktan.” Yaşadığımız bu nefes aldırmayan, :tuhaf” dönemin Diyarbakırda başlayıp İstanbula, oradan Zrihe uzanan ve Nusaybinde sonlanan hikayesi... Muktedirlerin kirli sırıtışlarına inat, hlyasının, serabının zerine titreyen, acısını içinde koyultsa da yalan ve şiddet zerine kurulu :zulm makinesini” sabırla, mizahla, yoldaşça dayanışmayla, zekayla maskara eden insanlar: Kudret, Bedirhan, Sema, Mutlu, Zeliha ve sonrasında Celal. Hayatı :byk insanlık”a zehretmeye yeminli o :makinenin” katı/soğuk gerçekliğine bir an olsun gevşemeyen bir varoluş mcadelesiyle, bilgece bir meydan okuyuşla göğs geren karakterler…